ALTIN IŞIK VE KAPLUMBAĞALAR

Sabah   ışık

Güneşe dönmüşüm yüzümü

Rahibelerim çıplak

Aykırı orospularımın peşindeyim….

 

Güneş ışık altın altın

Elimde tutuyorum

Yanamıyorum

Yakıyorum

Yanamıyorum

 

Işık ışık altın

Hangimiz daha parlak

Hangimiz 

Günahın yollarından döşedik kendimizi

Biz kalan

Sen giden nereye

Elimizden uçup giden

Dönmektesin

Hangi günahın köşelerinden

 

Işık beyaz

Ben mi kara

Işık  mı beyazımı çalmakta….

 

Sen

Ben misin

Ben mi benim

Yoksa ben

Işığın dibi miyim…..

 

Sana bana bu

Günah kime yazılmakta

Ovalarımda ceylanlarım

Günahlarından arınmakta

 

Sen bilmezsin

Bilmiyor kimse

Kaplumbağalar dağ başında

Sonsuz müziğin peşine takılmakta

 

Bir kadın ağlamakta

Çökmüş dizlerinin  üstüne

Sarı saçlarını

Kaplumbağalara tel yapmakta

 

Evim yok benim

Evim yok benim

Evim yok benim

 

Evim sendin bilemedin

Gittin yok yok  gitmedin

Giden bendim

Sonsuzluğun gölgesini seçendim

 

Ve şimdi sonsuz alevler yakılmakta

Altına gümüş simler atılmakta

Aynam var ya

Hani zaman içinde savrulan saçlarda

Aynam aynam

Bana derin bana uzun

Bana siyah bakmakta

Siyahın ışığı aynada

Yeşile takılmakta

 

Çekiliyor bir çift siyah

Kendi yuvasına

Ah sevdim ah sevdim

Ama  çok sevdim

 

Dağlarda ateşler yanmakta

Yavru ceylanlarım

Yarını hazırlamakta

 

Evim yok benim

Evim yok benim

Evim yok benim

 

Ben evreni evim belledim…….

Ceylanların

Kaplumbağaların sonsuz güdücüsü

Olarak ben geldim……

 

Sana geldim

Deme sakın görmedim……

 

 

23 Nisan 2011 11.05