ALTIN SÜTUNLU YOLDA YÜRÜMEK
Altın sütunlu yolda yürümekteyim
Ellerimde ışık
Sütunlar ben geçtikçe
Yıkılmakta bir bir
Bitmekte bir ulu hanedanlık
Bir asa şimdi elimde senin en büyük sütunun
Ey yolcu nedendir bu altına uzak duruşun
Altın sütunlu yolda yürümekteyim
Tüm tanrıçaların adını silerek
Yeni bir geleceğin çizgisini çizerek
Şimdi sütun elimde asam misali
Gönlüm yakıcı denizlerin
Tanrıçası sanki
Ey asam nedendir bu altına uzak duruşun
Senden kalanı gerilere savuruşun
Ateş ateş havaya dair
Altın ne ki yaraya dair
Yaralarımız altınla dağladık biz
Saçtık savurduk ağladık biz
Şimdi eritmek zamanı altın
Ateşin gücünün sıcaklığını
Sanmak i bu bir isyan bendine
Bu sadece yakarış gözlerimin çeşmesine.
Altın sütunlu yolda yürüsem bile
Gönlüm çarık sevgimizin gücüne
Altı sütunlu yolda yürürken ben
Ah neredeydin sen
Çektin gittin altınların eriyişini göremeden…
Yıksam da yeniden yapılmakta sütunlar
Çünkü artık sonsuzdur
O altının çıktığı dağlar
Yıktıkça yapılıyor
Gönlümüzün sütunları
Altının üstüne şimdi
Bakır teller atılıyor
Kızıl tanrıça simleri
Dönmekte şafak altın bir geceye
Gecenin içinde gözlerrim altını bilemekte
Gece de bir artık gündüz de
Ufuk çizgisi kendini yok eylemekte
Altın sütunlu yol bir kez daha
(yeniden )
İnşa edilmekte
Ama ufuk çizgisi yok artık
Gündüz de bir gece de……
27 Eylül 2011 06.33 ANTALYA ÇAMAŞIRLAR BEMBEYAZ…..